Bu Oyun Kan Ve Gözyaşıyla Anılmamalı!

Futbol…
Kimi için bir tutku, kimi için bir yaşam biçimi, kimi içinse hayatının en güzel renklerinden biri.
Ama aynı zamanda futbol; dostluğun, kardeşliğin ve centilmenliğin de oyunu olmalı.

Ne yazık ki dün yaşananlar, bu oyunun ruhuna ihanetti!

Trabzonspor – Samsunspor maçı öncesi yaşanan saldırılar, futbolun değil, barbarlığın sahnesi oldu. Sanırsın deplasmana giden taraftar değil, savaş meydanına sürülen masum insanlar! Bu nasıl bir öfke, bu nasıl bir kin? Bir insanın canına mal olan, onlarcasını yaralayan bu şiddeti hangi akıl, hangi vicdan savunabilir?

Şunu herkes bilsin: Futbol sadece futboldur!
Bir oyundan daha fazlası değildir. Hiçbir renk, hiçbir forma, hiçbir arma bir canın hayatından daha değerli olamaz.

Bugün Samsunspor taraftarımıza yapılan saldırı, sadece bir camiaya değil, Türk futbolunun kalbine indirilmiş ağır bir darbedir. Bu vahşetin adı “taraftarlık” olamaz. Bu, düpedüz insanlık suçudur.

Sözün bittiği yerdeyiz.
Artık bahaneler, “kontrol edemedik” açıklamaları, “birkaç kendini bilmez” cümleleri kimseyi tatmin etmiyor. Bu ülke artık sahalarda kan görmek istemiyor!

Buradan açıkça sesleniyorum:
Bu saldırının failleri en ağır cezayı almalıdır!
Kimse kendini, tuttuğu takımın arkasına saklayarak suçtan muaf sanmasın. Futbolu kirleten, insan hayatını hiçe sayan, tribünleri terörize eden bu zihniyet yok edilmeden Türk futbolu asla düze çıkmaz.

Hayatını kaybeden taraftarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Ama bu son olsun!
Eğer bugün gerekli adımlar atılmazsa, yarın başka bir stattan yine kara haber gelecektir. Ve o gün, “önlem alınmalıydı” demenin hiçbir anlamı kalmayacaktır.

Futbol; dostluğun, kardeşliğin, sevincin oyunu kalmalıdır.
Kanla, şiddetle, öfkeyle değil…